Son üç aydır, güne dair kısa kısa notlar almaya çalışıyorum. Şu zamana kadar düzenli olarak yazabildim. Her gün bir kaç cümle yazmak zor gelmiyor artık, iyice alıştım. Ama her şeyin olağan geçtiği günlerde yazacak bir şeyler bulmakta zorlanıyorum. Şimdi bakıyorum da yazılarım hem özensizleşmiş hem de okumaya değer tarafları zayıflamış. Bu sebeple bundan sonra, yazdıklarımı elekten geçirip, sadece bir kısmını yayınlayacağım. Bir daha böyle bir gönderiyi ne zaman görebilirsiniz bilmiyorum. Sanıyorum uzun bir zaman alacak ve belki de bu notları almayı tamamen bırakırım. Henüz karar vermiş değilim. Yeni bir şeyler denemek istiyorum, neler olacağını hep beraber göreceğiz. #KısaKısa #Günlük
01 Ekim 2020 Perşembe – Son derece güzel bir sonbahar günüydü. Her şeyin olağan seyrinde devam ettiği ve iş yerinde pek yoğunluğun olmadığı bir gün. Biraz düşünecek vaktim oldu ve sonrasında, yeni bir döneme başlama kararı aldım. Hayatıma yeni kıymetler katıp, bazı gereksiz uğraşlarımdan uzaklaşacağım.
02 Ekim 2020 Cuma – Bu sabah, İstanbul Maratonu’nun Ataköy’den dönüşlü parkurunun değişeceğini öğrendim. Düşünülen yeni parkur çok iyi görünüyor. Bu yıl İstanbul Maratonu’na katılmayı düşünmüyorum ama içimi bir heyecan kapladı. En azından koşacağım zaman daha keyifli bir maraton koşmuş olacağım artık.
03 Ekim 2020 Cumartesi – Bu akşam kendimi yorgun hissetmememe rağmen erken yatıyorum. Bugün antrenman programıma göre dinlenme günüm. Yarın erken bir saatte kalkıp uzun bir koşu yapmaya niyetim var. Erkenden yatıp uykumu iyice alırsam yarın gün içinde uyuklamak durumunda kalmam sanırım.
04 Ekim 2020 Pazar – Sabah 6 civarı kalktım. Erken yatmış olmama rağmen inanılmaz uykum vardı. Bana neler oldu böyle bilmiyorum. Dün geceden daha yorgun hissediyordum. Biraz vakit geçirip tekrar yattım. Hafta içi daha çok uyumaya ihtiyacım var sanırım zira hafta sonu acısını çıkarıyorum. Neyseki güneşli ve ılık bir gün geçirdik. Bu hava kendimi daha yenilenmiş hissetmeme fayda sağladı ve daha sakin düşünebilecek vaktim oldu. Yeni dönemde hayatıma ne gibi pozitif değişimler katabileceğimi düşündüm. Akşam vakti de koşuya çıkıp günlük antrenmanımı tamamladım.
05 Ekim 2020 Pazartesi – Televizyonum yok. Hiç olmadı. Lise yıllarında bir öğretmenimin sözünü dinleyip izlemeyi bırakmıştım. Zaman zaman birkaç diziyi internetten takip etmişliğim oldu ama tümü yabancı dizilerdi ve kısa süreliydiler. Bugün çok farklı ve çok kaliteli yabancı bir dizinin varlığını daha keşfettim. Bir bölüm izleyip, devam edip etmeyeceğime karar vereyim istedim. Hoşuma gitti. Bir süredir ihtiyacım olan farklı bir konuya odaklanmak hususunda çok işimi görecek gibi. Sisli, puslu ve karanlık bir fantezi. Bir şeyi beğendiğim için herkesin beğeneceğini düşünüp paylaşmak bana göre değil ama yine de neyi beğendiğim hususunda bir merağınız varsa; adı “Carnival Row”.
06 Ekim 2020 Salı – Uzun zamandan sonra bugün ilk defa istediğim gibi bir antrenman yapabildim. Haziran ayının başından beri kondisyonum sürekli gerilemiş ve antrenmanlarımı istediğim gibi sürdürememiştim. Ama bugün kendimi tekrar oyuna dönmüş gibi hissediyorum. Şayet herşey yolunda giderse, yıl sonuna kadar eski kondisyonumu geri kazanabilecek gibiyim.
07 Ekim 2020 Çarşamba – Sıradan bir gün geçirdim. Hava güzeldi. Akşam hafif bir koşu yapıp, ardından eve döndüm ve biraz kuvvet antrenmanı yaptım. Kışa yaklaştıkça geceler uzuyor malum. Baktım ki daha vakit var yeni başladığım dizinin bir bölümünü daha izledim.
08 Ekim 2020 Perşembe – Hava kapalı ve ağır ağır yağmur yağıyor. Seviyorum bu havaları, daha üretken oluyorum. Sıcağın ruha işleyen bunaltıcılığı olmuyor. Daha canlı hissediyorum kendimi. Yaz mevsimi bu yıl uzun sürdü bu sebeple özlemişim böyle günleri.
09 Ekim 2020 Cuma – Geçen hafta keşfettiğim dizinin son bölümünü izledim. Dizi aşk temasını da içermeye başladığından beri üstümdeki etkisini artırmıştı. Yaşlanıyorum sanırım yoksa umursamazdım. Çok kalıcı bir etki bıraktı bende.
10 Ekim 2020 Cumartesi – Akvaryuma koyduğum üç küçük bitki yapraklarını dökmeye başlamış. Yeni bitkiler alıp koymayı düşünürken yolda cam fanus içine konmuş bir bonzai bitkisi gördüm. Çok hoş duruyordu. Dayanamayıp ben de bir tane aldım. Akvaryumu boşaltıp sera olarak kullanacağım.
11 Ekim 2020 Pazar – Bugün evdeydim. Koşuya da çıkmak istemedi canım. Halbuki hava çok güzeldi… Evi toparladım biraz. Odamdaki eşyaların yerlerini değiştirdim. Yeni bitkime güzel bir yer buldum. Çok şey yaptım ama hiçbir şey yapmamışım gibi hissediyorum.
12 Ekim 2020 Pazartesi – Olağan bir günün ardından akşam koşusuna çıktım. Hava serindi. Hafif tempo biraz şehri turladım. Nadiren gittiğim yerlerde koştum. Hatta kendime yeni bir rota keşfettim diyebilirim. Şehirler de insanlar gibi zaman zaman değişime uğruyor, çok iyi bildiğinizi bazen siz bile tanıyamayabiliyorsunuz.
13 Ekim 2020 Salı – Hava bir anda aşırı derecede soğudu. Antrenman yapmak istemedim. Bu kadar sert hava değişimi, sağlığımı olumsuz etkiler diye bir bahane uydurdum kendime. Akşam da romantik bir film bulup keyfini çıkara çıkara izledim. #UnderTheTuscanSun
14 Ekim 2020 Çarşamba – Günüm sakin geçti. Hava sıcaklığı da normale döndü. Akşam keyfim yerindeydi ve sağlam bir antrenman yaptım. Hani silkelenip kendinize gelirsiniz ya işte öyle bir antrenman.
15 Ekim 2020 Perşembe – Bugün kendimi çok daha dinç ve kuvvetli hissediyorum. Dün akşamki antrenmanın pozitif etkisi bugün dahi sürüyor. Sık sık bahseder dururum; koştukça keyfim yerine gelir diye. Kondisyon kazanmaya başladıkça her şey daha iyi bir hâl alıyor.
16 Ekim 2020 Cuma – Bugün bir olaya şahit oldum. Cahilliğin sonu yok diye düşündürdü beni. Bu olay hakkında bir şey anlatmak istemiyorum. Böyle olaylar kimine komik gelir ama bana acı geliyor.
17 Ekim 2020 Cumartesi – Aylardır süre gelen yaz mevsimi nihayet bitmiş gibi. Hava ciddi anlamda serinledi. Bir yandan da hafif hafif yağmur yağıyor. Eve kapanmalık bir hava.
18 Ekim 2020 Pazar – Sabah gökgürültülü yağmur vardı. Yağmurdan yana sıkıntım yok ama sürekli yıldırımların düştüğü bir bölgede ortalıkta dolaşmak istemem. Genelde açık alanlarda ve binaların yüksek olmadığı bölgelerde koşuyorum. Bu sebeple sabah koşuya çıkmadım. Akşam vakti yağmur dindi ve ortalığı taze bir hava kapladı. Koşmak için mükemmel bir zaman olduğunu düşünerek bugünkü antrenmanımı tamamladım. Geceyi de bir şeyler okuyarak geçirdim. Huzur verici bir pazar günüydü.
19 Ekim 2020 Pazartesi – Haftaya sakin bir başlangıç oldu. Güne her zamanki rutinimde devam ettim. Koşu antrenmanlarım da neredeyse her zamanki rutinine döndü. Bundan sonra daha hızlı toparlayacağıma eminim.
20 Ekim 2020 Salı – Artık düzenli olarak haftada iki üç kez kuvvet antrenmanı yapmaya başladım. Bu mevsimde hazır eve kapanmaya başlamışken evde küçük bir spor salonu kurmak iyi gelecek. Hem koşularımı destekleyecek hem de genel kondisyonuma fayda sağlayacak bir program uygulayacağım.
21 Ekim 2020 Çarşamba – Bu akşam aile yemeği için annemlerde toplandık. Biraz kalabalıklaşmış mıyız ne, ev gözüme küçük gelmeye başladı. Aslında bu aile yemekleri iyi oluyor, gündüz bir şey yememiştim. Çeşit çeşit yemekleri görünce ne perhiz kaldı ne de egzersiz. Zaman zaman böyle ipin ucu kaçabiliyor.
22 Ekim 2020 Perşembe – Buralarda hava tekrar açtı. Bir süre yağmur yağacak gibi görünmüyor. Gündüzler ılık ama geceler serin ve hâlâ kısa kollu tişörtle koşabiliyorum.
23 Ekim 2020 Cuma – Bugün de sakin geçti. Anlatılacak bir şey yok gibi. Okuyacağım kitapları tekrar listeledim. Hali hazırda okumakta olduğum kitabı da daha hızlı okuyup bir an önce bitirmeye karar verdim. Zira gereksiz uzayan kitaplar okuma ritmimi bozuyor. Zaten bir önceki kitap beni neredeyse durma noktasına getirmişti. Bu kitapta da ilerleyemememin sebebi biraz da o. Önüme bakmalıyım.
24 Ekim 2020 Cumartesi – Koşu serüvenimde köklü bir değişikliğe gitme kararı aldım. Bir süre sadece kısa mesafe yarışlarına hazırlanıp ulaşabileceğim maksimum hızı görmek istiyorum. Bu tarz bir program uzun vadede diğer mesafelerde de beni daha iyi bir yere getirecektir diye düşünüyorum. Henüz netleştirmemiş olmakla beraber bu kararın ilk adımını zaten atmışım. Kasım ayında İstanbul Maratonu kapsamında Sanal Yarışta 10K mesafesi koşacağım. Bu mesafenin hakkını vermek için çalışmaya başlıyorum.
25 Ekim 2020 Pazar – Bugün evdeydim. Bitkilerimle ilgilendim. Bloğum için bir şeyler yazdım ve kitap okudum. Aslında bir film izleyesim de vardı ama hiçbir şey ilgimi çekmedi. Akşam üstü de uzun bir koşuya çıkıp, günü verimli ve üretken bir şekilde geçirdiğimi düşünerek günü bitirdim.
26 Ekim 2020 Pazartesi – Yorgun hissediyorum. Sanıyorum uzun zamandır serin havada o kadar uzun süre koşmamış olmamın bunda etkisi var. Daha birkaç hafta öncesine kadar sıcaklardan bunalıyor ve bir türlü toparlanamıyordum. Şimdi ise hava soğudu denecek kadar serinledi. Bu hava değişimine adapte olmak için yeteri kadar zaman geçmemiş olabilir. Yorgun olmama rağmen kısa ve hafif tempo bir koşuya çıktım. İyi geldi. En azından kendimi daha canlı hissediyorum artık.
28 Ekim 2020 Çarşamba – Bu akşam kandil gecesiydi. Evde kalıp, büyüklerimle vakit geçirmeyi tercih ettim. Akşamın konusu süre gelen pandemi ve çevremize yansımaları oldu. Bugüne dair hatırlanacak başka hiçbir şey yok.
29 Ekim 2020 Perşembe – Cumhuriyet Bayramı. Pandeminin etkisi olsa gerek, sakin ve sessiz bir bayram geçirdik. Bir ara da yağmur yağdı. Yağmurun etkisiyle dışarda olan bir avuç insan da evlerine kaçıştı. Günü, suskun ve pandeminin bir an önce sona ermesi için dua ederek bitirdim.
30 Ekim 2020 Cuma – Gün boyunca yağmur yağdı. Sabah koşuya çıkamadım. Böyle giderse akşam antrenmanını da ertelemeyi düşünüyordum. Önümde ciddi bir hedef yarışı olmadığından zorlamanın manası yok diye düşünüyordum. Lakin akşam vakti yağmur duruverdi. Fırsat bu fırsat diyerek antrenmana çıktım. İyi bir antrenman oldu. Kendimi kârda hissediyorum.
31 Ekim 2020 Cumartesi – İlginç ve öngöremediğim bir biçimde hareketli bir gün geçirdim. Oldukça üretken ve verimli bir gün oldu. Ama gün içinde pek kitap okuyamadım, bir o iş eksik kaldı. Bu sebeple yatmadan önce birkaç sayfa okuyup öyle yatacağım.
Bilgilendirme: Belirli aralıklarla yayınladığım, güne dair aldığım notlardan oluşan bu yazıları “Kısa Kısa” etiketi altında bulabilirsiniz.
Kaynaklar: Karolina Grabowska adlı kişinin Pexels‘daki fotoğrafı.
Günaydın. Teşekkürler yazı için. O kadar kendi içimize gömüldük ki başkalarının ne yaptığını görmek eskisinden de önemli geliyor.
Şu yeni bir şeyler deneme isteği var ya…
“Yeni bir döneme başlama kararı aldım. Hayatıma yeni kıymetler katıp, bazı gereksiz uğraşlarımdan uzaklaşacağım.” Tam olarak benim de ardında önünde dolandigim kısım burası. Bazen diyorum birbirimizi challenge edebileceğimiz bir grubumuz olsa… Yani elbet işin bir ciddi boyutu var, geleceğini şekillendirmede etkin rol alacak yapı taşları meselesi, bir de pandeminin yarattığı heyecansızlıktan kaynaklı ufak atıştırmalık istekleri var sanırım. Aslında zaman zaman çok sevdiğim dostların boğazına çöktüğüm oluyor “hadi bana çok zor bir şey söyle de yapayım” diye. 😆 Ya onu yapmak için her şeyi denememden korkularına ya da akıllarına bir şey gelmediği için, bilemiyorum, hiçbir görev vermiyorlar hihi.
Sonuç olarak, yazınız her zamanki gibi güzel geldi bana, teşekkür ederim.. Umarım nefis bir Kasım geçirirsiniz.
BeğenLiked by 1 kişi
Çok teşekkür ederim. Vakit ayırıp okumuş olmanız beni çok mutlu etti. Böyle geri bildirimler almak da son derece hoş, gerçekten mutlu oldum… Son dönemde aynı hayatı sürekli tekrar ettiğimi farkettim. Malum monoton bir yaşam güvenli gelir insana, yeni bir şeyler macera demek, macera da risk almak sanırım. Ama emin olduğum bir şey varsa, o da hep aynı şeyleri tekrar ederek yaşamanın beni olumsuz etkilediğidir. Bu sebeple ufak da olsa değişiklikler yapmaya çalışıyorum… Seyahat etmeyi ve farklı yerlerde dolaşmayı sevdiğinizi düşünerek, size bir hedef önermemi mazur görürseniz; daha önce gitmediğiniz yakın bir bölgede yürüyüşe çıkmanızı önermek isterim. Hatta mümkünse bir tepenin zirvesine tırmanmayı bile değerlendirebilirsiniz. Mesela İstanbul ve çevresinde olanlar için Aydos’un zirvesi harika bir seçim olurdu. Şayet daha önce denemediyseniz, aklınızda bulunsun. Vakit ayırdığınız için tekrar teşekkür ederim. Dilerim, Kasım ayı sizin için de muhteşem bir ay olur.
BeğenBeğen
Çok teşekkür ederim. Vakit ayırıp okumuş olmanız beni çok mutlu etti. Böyle geri bildirimler almak da son derece hoş, gerçekten mutlu oldum…
Son dönemde aynı hayatı sürekli tekrar ettiğimi farkettim. Malum monoton bir yaşam güvenli gelir insana, yeni bir şeyler macera demek, macera da risk almak sanırım. Ama emin olduğum bir şey varsa, o da hep aynı şeyleri tekrar ederek yaşamanın beni olumsuz etkilediğidir. Bu sebeple ufak da olsa değişiklikler yapmaya çalışıyorum…
Seyahat etmeyi ve farklı yerlerde dolaşmayı sevdiğinizi düşünerek, size bir hedef önermemi mazur görürseniz; daha önce gitmediğiniz yakın bir bölgede yürüyüşe çıkmanızı önermek isterim. Hatta mümkünse bir tepenin zirvesine tırmanmayı bile değerlendirebilirsiniz. Mesela İstanbul ve çevresinde olanlar için Aydos’un zirvesi harika bir seçim olurdu. Şayet daha önce denemediyseniz, aklınızda bulunsun.
Vakit ayırdığınız için tekrar teşekkür ederim. Dilerim, Kasım ayı sizin için de muhteşem bir ay olur.
BeğenLiked by 1 kişi
Mazur görmek ne demek Sedat Bey, dostlarımın bana vermediğini verdiniz. Desteğiniz için çok teşekkür ederim. Ben Antalya’da yaşıyorum. Yorumunuzu yazdığınızda Falezlerde idim. Karşımdaki muhteşem dağlara bir göz kırpıp gülümsedim. Sonra da şehirden uzaklaştım (o yüzden yanıtlayamadım bir türlü zaten). Şimdi döndüm ve yardımlarınızla çok güzel kararlar aldım. Zirveye de mutlaka tırmanacağım…
BeğenLiked by 1 kişi