Kapadokya, dünya çapında ilgi çeken doğa harikalarından birisidir. Yüzyıllar boyunca insanlar, bu doğa harikalarını yontup biçerek, yaşam alanları da imar etmişler. Bu durumda bölge daha da ilginç bir hâl alıp, bir sanat eserine dönüşmüş. Malesef araçla sadece ufak bir kısmını gezebilirsiniz. Dar vadiler, inişli çıkışlı geçitler ve tünellerle doludur. Kapadokya’yı muhakkak yürüyerek gezmek gerek. Bu sebeple işaretlenip, haritalanmış birçok patika mevcut. Benim gibi bazı bacakları kuvvetli meraklılar da, her yıl bu patikaları bir günde koşarak tamamlamaya çalışır. Bu işin adına da “Cappadocia Ultra Trail” demişler.
Bir organizasyon ekibi, gönüllülerin de desteğini alarak bizler için bu koşuyu planlar. Burada koşmak isteyenler, her yıl ekim ayının üçüncü haftasında bir araya gelir. Bu mevsimde hava serindir. Yaz mevsiminin yakıcı sıcaklığından pek eser yoktur artık. Soğuk sayılmaz ama geceleri dışarı çıkarken üstünüze bir şeyler almadan da yapamazsınız. Bu bölgede koşmak için ekim ayı ideal bir zaman bence.
Farklı mesafeler koşmak için birkaç bin insan aynı gün burada buluşur. Bu koşuya daha önce katıldım. Beni neler beklediğini az çok biliyorum. Tekrar tekrar gelmemin sebebi bu insanlarla bir arada olmak ve bu eşsiz coğrafyada koşmak. Yoksa zaten aşağı yukarı her gün bir yerlerde koşuyorum. Farklı bir yerde aynı amaç için toplanmış başka insanlarla bir araya gelmek, aidiyet duygusunu hissetmek ve mutlu olmak niyetim.
Okumaya devam et “Salomon Cappadocia Ultra Medium Trail 63K CMT 2022”