Bu sefer ki yarış bir antrenman yarışıydı. Katıldığım bir yarışı gerçek anlamda antrenman maksadıyla koşmayı sonunda başardım. Bu benim için çok büyük bir adım oldu. Beni tanıyanlar bilir; antrenman niyetiyle gittiğim yarışlarda ya en iyi süremi elde etmişimdir ya da kendimi harap edip hazırlandığım yarışı sabote etmişimdir.
Kalabalığın coşkusuyla amacını unutup, “saldım çayıra mevlâ’m kayıra” mottosuyla koşmak pek akıllıca değil elbet. Lakin öğreniyorum. Yavaş yavaş bu hususta da kendimi geliştiriyorum. Umuyorum ki bir gün tüm bu öğrendiklerim bir araya gelecek ve arzu ettiğim sonuçları alacağım.
İstanbul Yarı Maratonu’nun parkurunu severim. Organizasyon her yıl farklı bir şeyler denemeye çalışıyor ama bir türlü olmuyor olabilir. Bu durum biraz da katılımın her yıl artmasından kaynaklanmıyor değil tabii. Sürekli katılan sayısı artınca organizasyon, kağıt üstünde planlamalar yapmak ve neler olduğunu izlemek zorunda kalıyor.
Bu yıl peys kapıları¹ yine işe yaramadı. Isınmamı engebeli bir çimenlikte yapmak zorunda kaldım. Geçen yıl yaşadıklarımı tekrar yaşamayayım diye çok dikkatliydim ama başlangıç çizgisinde yine herkes birbirine karıştı. Yavaş koşan önde kaldı, hızlı koşan arkasından onu ittirmek zorunda kaldı. Sıkıştık, çarpıştık. Herkes birbirine girdi.
Okumaya devam et “N Kolay İstanbul Yarı Maratonu 21K 2023”