Geçtiğimiz pazar günü, İstanbul Yarı Maratonu’nda koştum. Ruth Chepngetich, Kadınlar Dünya Yarı Maratonu Rekoru’nu kırarken, ben de kendi rekorumu kırma peşindeydim. O gün farklı hissettiğim bir gündü. Yenikapı’da bize ayrılan toplanma alanına girdiğimde, kendimi hiç olmadığım kadar iyi hissediyordum. Sakarya’dan İstanbul’a, iki saatlik araba yolculuğunun ardından otopark bulmak için biraz uğraşmış olsak da pek strese girdiğimi söyleyemem. Genelde sabahın erken saatlerinde bir şehirden bir şehire yolculuk edersem stresli olurum. Yolculuk ne kadar uzunsa stresim o kadar artar. Bu sebeple uzak yerlere konaklamalı gitmeye özen gösteriyorum. Ama söz konusu yarış İstanbul’da olunca konaklamak yerine evimin konforunda bir gece geçirmeyi tercih ediyorum. Böylesi beni daha az yarış stresine sokuyor.
Kendimi iyi hissediyordum çünkü hayatım boyunca ilk defa; olursa olur olmazsa umrumda olmaz havasında bir yarış koştum. İki hafta önce elde ettiğim en iyi yarı maraton süremin verdiği dinlenmeyi haketmişlik duygusu ve yarıştan kalan yorgunluk, bu yarıştan büyük bir beklenti içinde olmamamın en önemli nedenleriydi. Aklımda, çok kötü bir süreyle koşmamak dışında başka bir şey yoktu. Sonuçta iki yıl öncesinden gelen yarı maraton rekorumu daha iki hafta önce kırmıştım.
Okumaya devam et “N Kolay İstanbul Yarı Maratonu 21K 2021”