Hadi Bakalım Başlıyoruz

04:55 Sanırım uçağı kaçırmaktan korktuğumdan olsa gerek, telefonumun alarmı çalmadan uyandım. Daha fazla uyumaya çalışmak saçma olacaktı. Ben de kalkıp yavaş yavaş hazırlandım. Çantam hazırdı, hemen alıp çıkabilirdim ama oyalandım işte. Odanın içinde bir baştan bir başa dolanıp durdum.

06:00 Havaalanı transferi için otelin lobisindeyim. Benimle beraber bir minibüs dolusu insan da var. On dakika sonra kalkıyoruz. Uçak şirketinden mesaj geldi uçuş bir saat rötar yapmış. Kalbim düzensiz atmaya başladı. Uçaktan uçağa geçişte yeteri kadar vakit kalmazsa diye endişe ediyorum. Hemen en köyü senaryoyu işleme koydum; uçağı kaçırırsam ne pahasına olursa olsun en yakın uçağa binmeliydim. Şimdiden stres kat sayım on’a katladı.

11:00 İstanbul’dayım. Dış hatlardan geçiş yaptım ve uçağı bekliyorum. Daha bir dolu vaktim var. Havayolu şirketi rötar mesajından iki buçuk saat sonra şaka gibi bir mesaj daha atıp: “Lefkosa – Istanbul ucusumuz zamaninda yapilacaktir. Bir onceki mesajimizi dikkate almayiniz. B002” dedi. Buna sevineyim mi yoksa iki saattir girdiğim strese mi üzüleyim bilemedim. Neyse uçak vaktinde kalktı ve endişelenmem gereken hiç bir şey kalmadı.

Tam vaktinde istanbul’daydık ama yine de bir terslik olabilir kokusuyla doğruca dış hatlar gidişe geçtim. Tahminimden önce hazırdım. Bu saatten sonra bir problem çıkması düşük bir ihtimal. Anca kendime geldiğimi söyleyebilirim. Telefonu şarj edip oyalanayım diye bir yere oturdum. Kahve içmemeyi düşünüyordum ama şu an mecburiyetten kahve içiyorum, neyseki küçük boy.

Burada bir saat kadar vakit geçirip, uçağın kalkacağı kapıya doğru gideceğim. Bu gönderiyi günün farklı saatlerinde yazıp iki parça halinde yayınlayacağım. Muhtemelen bir daha ancak otele vardığımda internetim olacak. Ama aklımda önce maraton fuarına gidip numaramı almak var. Hatta vaktim olursa kısa bir koşu dahi yapmak istiyorum.

14:00 Bir süredir uçaktayım. Uçağa binişte en ufak bir sıkıntı yaşamadım bilakis rahat rahat bindim demeliyim. Sabahki stres yetmişti zaten, daha fazlasını yaşamadığıma memnunum. Yanımda oturanlar da diğer boş koltuklara geçtiler, harika oldu. Şu an rahat bir şekilde yolculuk ediyorum. Sabah kitap okumuştum ama artık gözlerim yaşarıyor. Ben de kendi “Sakin Müzikler” listemi dinliyorum. Bu listeye ancak arka arkaya beğendiğim ve dinlediğim, gürültüsüz şarkılar girebiliyor. Stresliyken, uyumaya çalışırken veya canım sıkılınca dinliyorum, hep işe yarar.

18:30 / 17:30 PSİ Küçücük bir detayı gözden kaçırmışım. Türkiye’yle burası arasında bir saat fark var. Yani programıma bir saat fazladan eklenmiş oldu. Hızlıca otele yerleşip yirmi dakika içinde maraton fuar alanına giden metrodaydım. Gelmeden önce Paris Metrosunu incelemiştim. İlk etapta hızlı hareket etmem gerekeceği için hangi duraktan nereye gitmem gerektiğini öğrenmiştim. Bu şekilde bir araştırma yapmış olmam çok işime yaradı. Şu ana kadar hiç vakit kaybetmeden hareket halindeyim. Gerçi saat farkını hesap etmemişim ya sürpriz oldu işte. Fazladan bir saat fuar alanında değerlendireceğim. Zaten gördüğüm kadarıyla şu dakikalarda metronun her yeri hınca hınç kalabalık. Biraz oyalanırsam dönüşte de rahat ederim herhalde.

19:00 Her şey önceden ayarlanmıştı zaten, salona girip hemen yarış kitimi aldım. Ne sorgu ne sual olmadı. Elimde bir barkod vardı ve onu gösterip her şeyi aldım. Aylar önce sağlık raporunu dahi yollamıştım ve onlar da onaylamıştı. İstedikleri her şeyi önceden sağlamıştım. Geriye sadece numaramı almak kalmıştı.

Sonrasında fuar alanında dolaşmaya başladım. Üç futbol sahası büyüklüğünde, tek katlı bir spor malzemeleri ve sporcu ihtiyaçları mağazası olmuş. Her ne hayal ediyorsanız onlardan birkaç alternatif var. Sadece yağmurluk seçeneği çok azdı ve olan da hiper pahalıydı. İki tur atıp her metrekaresini atlamadan gördükten sonra hiç bir şey almadan çıktım. Fuar havasında fiyatlar yükseltilmiş gibi geldi bana. Nasılsa hafta içi bir yerlerde bakma şansım olur.

22:35 Kısa bir koşu yaptım ve antrenman programını yırttım. Artık geriye sadece tek bir koşu kaldı. Pazar büyük gün. Tabi ki endişeler bitmiyor ve bitmiyor; hava soğuk, yani gerçekten de çok soğuk. Ben biraz sıcak olmasını dahi bekliyordum, bu olumsuz bir nokta oldu. Bu havada ne giyeceğime dahi karar veremiyorum. Bunu yarın düşüneceğim.

Bugün yolda geçti ve böyle farklı bir yazı oldu, farklı bir anlatım denemek istedim. Yarın, günü aklımda kaldığınca anlatmaya çalışacağım.

Kaynaklar: Photo by Caroline Cagnin from Pexels

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s