Nisan ayının ikinci haftasında başlayan koşuşturma, bu hafta başında nihayet bitmişti. İş yerinde yapılması gerekenler ve hayatıma dair ertelediğim mevzular sıraya girmişti. Haftaya yaydığım bir planla, bekleyen her şeyi sonuçlandırdım. “Hiç mi ters giden bir şey olmadı?” derseniz; önemli ve zamanı geldiğinde çözümlenmeyecek hiçbir şey olmadı.

Bir taraftan da bu haftayı, birkaç hafif koşuyla geçip fiziksel olarak toparlanmaya çalıştım. Son yarışın hasar raporu da ortaya çıktı. Geçen aydan kalan sol bacağımdaki ağrıya, bir nezle ve bir de sağ diz ağrısı eklendi. Nezle bir gün vardı ertesi gün yoktu ama hafta sonuna kadar da sürdü. Sağ dizimde başlayan ağrı düz yolda yürürken bir anda ortaya çıktı. Yine geçmişten gelen başka bir sıkıntının hortlamasıydı muhtemelen. Direncin iyice düştüğü bu zamanlarda her ne kadar dikkatli olsam da sürprizler köşe başında bekler.

Neyse ki bu ay’ı dinlenme dönemi olarak planlamıştım. Planımı da bu doğrultuda yaptım. Haftada en çok dört koşu yaparak, evde farklı kas gruplarına özel kardiyo çalışmaları yapmayı planlıyorum. Hem daha dengeli bir kas yapısı elde edebileceğim hem de yedi hafta sonrası için planladığım orman koşusuna hazırlanmış olacağım.

Her şeyden önce birinci hedefim iyice toparlanmak. Şayet bu dönemde toparlanamazsam bir daha Kasım ayına kadar dinlenme fırsatım olmayacak. Yedi hafta sonra 35K Orman Koşusu olacak. Bu koşudan dört hafta sonra Tuz Gölünde 40K koşacağım. Henüz netleştirmemiş olmakla beraber bu koşulardan sonra en az üç büyük koşu daha planlıyorum. Yani ya şimdi dinlenirim ya da Kasımdan sonraya kadar durmak yok.

Bugün iki arkadaşla beraber patika koşusuna çıktık. Kendimizi yormadan, keyfini çıkara çıkara iki saatten fazla koştuk. Temiz hava, güneş ve toprak zemin koşunun sonunda kendimi çok iyi hissetmeme sebep oldu. Belli sürelerde koşmak çabasında olmayınca koşunun ne kadar dinlendirici olduğunu neredeyse unutmuşum. Şayet keyif alarak koşmak isterseniz; ne kadar mesafe koşacağınıza ve ne kadar bir sürede bitireceğinize takılmayın, sadece çıkıp içinizden geldiğince koşun veya yürüyün. Bir süre ben de aynen öyle yapacağım.