Koşmadığım İçin Yazamıyorum

Müsadenizle önce bu başlığın ilham kaynağından bahsederek başlamak istiyorum. Sonrasında yavaş yavaş konumuza geleceğim.

Çok sevdiğim bir kitap var, adı “Koşmasaydım Yazamazdım”. Haruki Murakami isimli, dünyaca ünlü bir yazara ait. Haruki Murakami, koşu sporunu hayatının önemli bir parçası haline getirmiş. Koşunun onu nasıl mutlu ettiğinden ve yazarlık serüveninde onu nasıl motive ettiğinden bahsedip duran biri. Bunu öğrenmiş olmak beni çok etkilemişti. Zira koşmak beni de mutlu ediyor ve hayatıma pozitif enerji katıyor. Bu pozitif enerji de yazma isteğini tetikliyor ve yazılarımın daha canlı olmasını sağlıyor.

Lakin son aylarda süregelen pandemi belası herkes gibi beni de olumsuz etkiledi. Hastalanmadım ama ruhum soldu. Geçen ay olduğum kadar canlı değilim. Hastalık daha önce hiç olmadığı kadar yayılmış durumda. Bu durum canımı sıkıyor. Önceleri çevremde bir-iki vaka ancak duyarken, şimdi tüm komşularımın hasta olduklarını öğreniyorum. Nasıl oldu da hâlâ bana bulaşmadı bilmiyorum. Sanıyorum sadece şanslıydım.

Okumaya devam et “Koşmadığım İçin Yazamıyorum”

Perhizimi Bozdum Da Geldim

Bir bayram daha geçti. Hem öncesinde hem de sonrasında oldukça yoğun bir iş dönemi geçirdim. İzin dönemi de olmasına istinaden pek yazacak vaktim olmadı. Daha doğrusu; okumadığım için yazmadım.

Yazmak ile okumak benim bünyemde paralel bir işlev. Biraz biraz ikisininde hayatımda olması gerekiyor. Yoğunluğum sebebiyle gündüzleri kitabı açamıyordum. Akşamları ise gözlerimi bir yere odaklayamayacak kadar yorgundum. Birkaç kez okumak için oturduysam da gözlerim hemen bulanmaya başladı. Bu gibi durumlarda okuduğumu anlamakta güçlük çektiğimi biliyorum bu sebeple okumaya çalışmanın manası yoktu.

Hiç okumadan neredeyse iki hafta geçti. Düzenli olarak okumaya başladığımdan beri ilk kez bu kadar uzun bir ara verdim. Kitap okuma perhizim bozuldu. Artık zihnimi daha güçsüz hissediyorum. Sanki her an kitap okumayı boşverecekmişim gibi. Ama elbette öyle kolay pes edecek değilim. Her şey düzene girerse problem çözülür. Eski düzenimden de hayır gelmezse kendime yeni bir düzen kurarım ve bir şekilde okumaya dönerim.

Okumaya devam et “Perhizimi Bozdum Da Geldim”

Yoğun Bir Hafta Daha Geçti

Geçen hafta işten ve koşudan başka hiçbir şeyle ilgilenmek istemediğim bir hafta oldu. Ay sonu münasebetiyle iş yerinde yapılacak işler artmıştı. Mübarek Ramazan ayının gelişi de ayrı bir telaş yarattı. İş arkadaşlarımızdan biri de eksik olunca, gündüzleri hiç durmadan yapılacak işlerle ilgilendik.

Alışık olmadığım bir yorgunluk ve tükenmişlik hali yaşıyorum. Fiziksel yorgunluktan ziyade zihin yorgunluğu yaşadığımı söylersem daha doğru olur. Bu durum akşamları dışarı çıkmama engel oldu ve geceleri eve kapandım.

Okumaya devam et “Yoğun Bir Hafta Daha Geçti”

Bu Hafta İyice Dinlendim

Nisan ayının ikinci haftasında başlayan koşuşturma, bu hafta başında nihayet bitmişti. İş yerinde yapılması gerekenler ve hayatıma dair ertelediğim mevzular sıraya girmişti. Haftaya yaydığım bir planla, bekleyen her şeyi sonuçlandırdım. “Hiç mi ters giden bir şey olmadı?” derseniz; önemli ve zamanı geldiğinde çözümlenmeyecek hiçbir şey olmadı.

Bir taraftan da bu haftayı, birkaç hafif koşuyla geçip fiziksel olarak toparlanmaya çalıştım. Son yarışın hasar raporu da ortaya çıktı. Geçen aydan kalan sol bacağımdaki ağrıya, bir nezle ve bir de sağ diz ağrısı eklendi. Nezle bir gün vardı ertesi gün yoktu ama hafta sonuna kadar da sürdü. Sağ dizimde başlayan ağrı düz yolda yürürken bir anda ortaya çıktı. Yine geçmişten gelen başka bir sıkıntının hortlamasıydı muhtemelen. Direncin iyice düştüğü bu zamanlarda her ne kadar dikkatli olsam da sürprizler köşe başında bekler.

Okumaya devam et “Bu Hafta İyice Dinlendim”

Her Şey Yolunda Gidiyor Gibi

İnsanın olumsuzluklara adaptasyonu muhteşem. Bazen ben bile kendime şaşıyorum. Sabah uyandığımda dünkü halimden eser yoktu. Sıcak bir duş ve ardından iyi bir uyku toparlanmama yetti. Gerçi sabah, toparlanmış olduğuma inanmıyordum ama gün içindeki canlılığıma bakınca ister istemez bunu kabullendim. Hatta ikindi vakti bir fırsat oluşunca kısa bir koşuya dahi çıktım. Öyle bir yer keşfettim ki çıkmış olduğum için çok mutluyum. Bu seyahatin en güzel tarafı bu oldu.

Okumaya devam et “Her Şey Yolunda Gidiyor Gibi”

Gün Bir Tamam Ama Antrenman Yatar

Bugün, neredeyse bitti sayılır. Dün gece uyumadım. Gece olup yatağa girmedi mi insan, psikolojik olarak günü tamamlayamıyor. Öğlen saatine kadar kendimi iyi hissediyordum, uykusuzluk problem yaratmamıştı ama öğlen yemeğinden sonra bir saatliğine de olsa kaçıp biraz dinlenmek zorunda kaldım. Eskisi gibi günü hiç uyumadan geçirmek artık mümkün olmuyor.

Şu an itibariyle işim bitmiş ve dinlenmeye çekilmiş durumdayım. Çok oyalanmadan bir şeyler yazıp uyumak istiyorum. Yarın sabah kısa bir koşu planlamıştım ama şu vaziyetteyken dinlenmek daha doğru olacak. Bu arada dün akşamki koşu beni çok zorladı. Kıyafetlerimi topladığım için üzerimde yağmurlukla koşmuştum, hava da yağışlıydı zaten. Ama artık havalar ısındı ve yağmurluk sauna etkisi yaratıyor. Ateşim çıkmış gibi başım resmen çatladı, bunun üstüne geceyi de uyumadan geçirince artık vücudumu dinlemenin vakti gelmiş oldu.

Okumaya devam et “Gün Bir Tamam Ama Antrenman Yatar”

Yarından İtibaren Yollardayım

Bu hafta sonu Paris’te düzenlenecek olan maratona katılacağım. Bu yarışa katılmayı uzun zamandır planlıyordum. Antalya maratonu dahi bu yarışın hazırlığı niyetiyleydi ama hesaplar her zaman çarşıya uymayabiliyor. Şu anki kondisyonuma bakacak olursam, maraton süremi bir kademe daha iyileştirmem mümkün gibi görünüyor ama yeterince toparlanabildim mi bunu bilemiyorum. Hafta sonu bunu hep beraber göreceğiz.

Ama öncesinde üç günlük bir iş seyahatim olacak. Yarın sabah Kıbrıs’a gidiyorum. Bunu önceden planlamamıştım, beklenmeyen bir seyahat. Yorulmamaya ve antrenmanlarımı aksatmamaya çalışacağım. Cuma günü İstanbul’a dönüp Paris uçağına bineceğim. Göründüğü kadarıyla dinlenerek geçirmem gereken bu haftayı koşuşturmayla geçireceğim.

Okumaya devam et “Yarından İtibaren Yollardayım”