Sapanca Ultra Trail 40K 2022

Bu yarışın, güneş’in altında ve kavurucu sıcaklarda yapılacağına kesin gözüyle bakıyordum. Çünkü son haftalarda hava sıcaklığı sürekli yükseliyordu. Koşmak her geçen gün zorlaşmaya başlamıştı. Bu sebeple, sıcağa adapte olabilmek için her fırsatı değerlendirdim. Son hafta, hava durumu hızla değişti. Sürekli yağmur yağıyor ve hava soğuyordu. Bu sefer de sağanak yağmur altında koşacağımıza emin olmaya başlamıştım. Havanın sıcak ya da yağmurlu olması planladığım süreyi etkilerdi tabii ama bunu dert edecek değildim. Her zamanki gibi çıkıp kendi yarışımı koşacaktım.

Sapanca, sağ gösterip sol vuruyor gibiydi ama bizi yine de hoş karşıladı. Ne bir parça güneş ışığı gördüm ne de bir damla yağmur. Erken kalmak zorunda kalmış olmamı saymazsak, şikayet edebileceğim hiçbir şey yoktu. İdeal bir havada, mükemmel bir parkurda ve kondisyonumun iyi olduğu bir zamanda koştum. Kendimi hazırladığım tüm olumsuzluklar hazırlık evresinin bir parçası olarak kaldı. Yarışa iyi başladım ve sonuna kadar da iyi gittim. Parkurda ciddi değişiklikler olduğu için ne kadar iyi veya kötü bir sürede tamamladığımı kestiremiyorum ama hissiyatımı değerlendirdiğimde, şuan için koşabileceğim en iyi süreyi koştuğumu düşünüyorum. Bu yılki Sapanca Ultra’yı keyifli bir şekilde geçirdim.

Havanın çok sıcak olacağı öngörüldüğü için yarış çok erken bir saatte başlayacaktı. Güneş yakıcı etkisini göstermeden tüm koşucuların parkuru tamamlaması planlanıyordu. İyi düşünülmüş bir düzenlemeydi. Bu kararı memnuniyetle karşıladım. Lakin başlangıcın sabah 06:00’da olması demek en geç 04:00’te uyanmam gerekeceği anlamına geliyordu. Bu bağlamda az bir uykuyla koşuya başlamak beni zorlayan tek faktör oldu.

Planladığım saatte kalktım. Uykumu almış olduğumu söyleyemiyorum ama yapabileceğim bir şey yoktu. Kalkar kalkmaz önce hafif bir kahvaltı ettim. Soframda muz, pekmez ve ev yapımı kek vardı. Bir bardak hazır vişne suyu ve bir bardak su içtim.

Evden çıktığımda saat 04:50 olmuştu. Çok geçmeden diğer arkadaşlarla buluşup yola çıktık. 30-40 Dakika süren bir yolculuktan sonra başlangıcın yapılacağı alana vardık. Sabahın erken saatleri olduğu için koşucular dışında pek insan yoktu. 40K ve 60K parkurunda koşanlar birlikte başlayacağı için yine de küçük bir kalabalık oluşmuştu tabii. Sadece destekçilerin sayısı doğal olarak azdı.

Yarıştan önce arkadaşlarla biraz sohbet etme şansımız oldu. Sonrasında beş dakika kadar hafif tempo koşarak ısınmaya çalıştım. Yeterli vaktim olmadığı için, olduğu kadar diyerek başlangıçta yerimi aldım.

Kendime ortalarda bir yer buldum. Katılımcı sayısının az olması ve ilk kilometrelerin düz olmasından dolayı nerede durduğumun çok önemi yoktu. Yarış başladıktan birkaç dakika sonra ikinci grupta yerimi almıştım. İlk grupta yer almam pek mümkün değildi. Sonuçlara baktığımda ilk on kişinin 3:30:00 ile 4:00:00 gibi sürelerde bitirdiğini görüyorum. Buradan yola çıkarak, ilk grubun çok hızlı koşuculardan oluştuğunu söyleyebilirim.

İlk kilometreleri orta eforda tamamladım. Yarış içinde parkurun zorlu olabileceği ve sağanak yağmura yakalanabileceğim ihtimaline karşı yavaş başlamıştım. Birkaç gündür yağan yağmur sebebiyle çamurlu bir parkurla karşılaşacağım öngörüsündeydim. Bu durum fazladan efor gerektirecekti, hazırlıklı olmak istedim. Tabii bu öngörüm de tutmadı. Parkur mükemmeldi.

Tırmanışta temkinli tavrımı koruyor ve enerjimi, karşılaşabileceğim zorluklar için saklıyordum. Sık bitki örtüsüyle kaplı uzun bir tırmanışla devam ettik. Eğlenceli ve doğanın tam kalbinden bir geçiş oldu. Yol boyunca, kaynak sularının oluşturduğu çaylarla karşılaşıyorduk. Su ve kuş sesleri bize eşlik ediyordu. Hava serin ve tazeleyiciydi.

Geçen yıl dik çıkışların ardından koşulabilir bölümlerle karşılaşmıştık. Bu yıl koşulabilir bölümler neredeyse yoktu. Eşit dağılımlı bir eğimle sürekli tırmandık. Bu durumda ilk kontrol noktasına geçen yıla göre daha geç vardım. Zaten temkinli de koşuyordum, çıkan sonuç beni şaşırtmamıştı.

Bu kontrol noktasını durmadan geçtim. Sonrasında koşulabilir bölümler yavaş yavaş artmaya başladı. Ben de zeminin koşulabilirliği iyi olduğu için mümkün olan her yerde koşmaya başladım. İkinci kontrol noktasına kadar, zaman zaman koştum, zaman zaman yürüdüm. Geçen yılki süremle karşılaştırdığımda bu bölümü neredeyse aynı zamanda tamamlamışım.

İkinci kontrol noktasında su şişelerimden birini doldurmak için durdum. Bir dakika gibi bir sürede kontrol noktasını terkedebilmişim. Beslenmemi enerji jelleriyle sağlıyordum. Buraya gelene kadar; 7. ve 14. kilometrelerde birer enerji jeli tüketmiştim.

Parkurun devamında kendimi tüketmeyecek bir ritim tutturdum ve ritmimi üçüncü kontrol noktasına kadar korudum. Planım 24. kilometreden sonra hızlanmaya çalışmaktı. Zira bu noktaya kadar her şey yolundaydı. Endişe ettiğim gibi hava muhalefeti oluşmamıştı. O saatten sonra da oluşabilecek olumsuzluklar sıkıntı olmazdı.

Üçüncü kontrol noktasında, zorunlu malzeme kontrolü yapıldı. Bu arada bir bardak gazoz içip, birkaç şey atıştırdım. Sanırım 2 dakikada oradan ayrıldım. Yarışın devamında durmayı düşünmüyordum, bu sebeple burada biraz nabzımı da düşürmüş oldum.

Tırmanış neredeyse bitmişti. Yolun devamı yokuş aşağı toprak bir yoldu. Yavaş yavaş hızlanmaya çalıştım. Daha önce bu parkurda koştuğum için yolu biliyordum. Bazı yerlerde su geçişleri ve dolayısıyla çamur vardı ama bunlar koşmayı engellemeyecek düzeydi. Yine de umduğum gibi hızlanamadım. Üzerimde yorgunluk ibaresi yoktu ama bacaklarım kendi istedikleri hızın üstüne bir türlü çıkmadı.

Dördüncü kontrol noktasına geldiğimde, kalan tüm gücümle koşmaya karar verdim. Bu kısım birkaç sene önce koştuğumuz eski parkurun bir parçasıydı. 40K ve 60K koşucularının, 13K ve 21K koşucularıyla karşılıklı geçiştiği, yoğun bitki örtüsü içeren, dar bir bölümdü. Şahsım adına bu bölümün parkurun en güzel yerlerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Fakat karşılıklı geçiş diğer koşucularla çarpışma riski yaratıyordu. Diğer parkurlarda koşanlar birçok yerde kenara çekilip yol vermek zorunda kaldılar. Üstlerine hızla geliyor olmam hoş bir görüntü olmasa gerek. Utana sıkıla yol verenlerin arasından geçtim. Doğal olarak hızım düştü.

Bir kilometrelik bu kısımdan sonra başlangıçta geçtiğimiz asfalt yola tekrar çıktık. Geldiğimiz yönün aksi istikametinde koşarak bitiş çizgisine doğru ilerledik. Kendimi iyi hissediyordum. Yol hafif yokuş aşağı olduğundan, daha da rahat koşabiliyordum. Ritmimi korudum ve stabil bir hızda son bölümü tamamladım.

38 Kilometre çıkan bu yılki parkur; 4 saat 27 dakika sürdü. Geçen yıl 40 Kilometreyi; 4 saat 22 dakikada tamamlamıştım. Muhtemelen geçen yıldan kötü değilim. İlk tırmanıştaki parkur değişimi ve temkinli başlayışım bana en az on dakikaya malolmuştu. Karşılıklı geçilen bölümde de birkaç dakika kaybetmişimdir. Dolayısıyla geçen yılki performansıma denk bir süreyle koşmuş olabilirim. Bu sebeple genel olarak yarış sonucundan memnunum.

Yarışı tamamladıktan sonra, organizasyon alanında bir şeyler atıştırıp biraz dinlendim. Ardından göle girip üstümdeki tozu çamuru attım. Bu arada diğer arkadaşlarım da yarışı tamamladılar. Herkes genel olarak organizasyondan memnundu. Keyifli ve güzel bir gün geçirdik. Önümüzdeki yıl tekrar görüşeceğiz…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s