Çok uzun olmayan bir zaman önce antrenmanlarıma dair küçük notlar almaya başlamıştım; kendimi nasıl hissettiğimden tutun da bir sonraki hazırlık döneminde işime yarayacak uyarılara kadar. Yalnız bu notlar profesyonelce alınmış notlar değil. Sadece ciddi bir amatörün aklında kalanlar diyelim. Bir hazırlık dönemi bitiyor ve bir başkasına başlıyoruz bu bağlamda çok sık aynı şeylere ihtiyaç duyabiliyoruz, bu sebeple antrenmanlarıma dair hatırlamak istediğim ve önemli gördüğüm şeyleri “Notlar” etiketi altında yazıyor olacağım.
Kendime adapte ettiğim antrenman sistemine göre yarışa altı hafta kala son bir kez neredeyse tükenecek kadar zor bir antrenman yaparak bu döneme girerim. Sonraki altı hafta boyunca kendimi ne kadar güçlü hissetsem de asla tükenecek kadar zor bir antrenman yapmamaya çalışıyorum. Bazen kısa mesafe yarışlarına girdiğim oluyor ama mümkün olduğunca uzak durmaya çalışırım. Bu şekilde yapmamın birkaç sebebi var. Öncelikle sakatlanmaktan kendimi korumak adına böyle yapıyorum. Şayet hafif bir sakatlık yaşasam dahi toparlanacak vaktim olmayabilir. Bu süre zarfında antrenmanlarımı devam ettiremeyebilirim. Çok yorgun düşebilirim ve gücümü geri kazanmam beklediğimden uzun sürebilir. Bu sebeple son altı hafta kendimi güvenli bir limana çekiyorum.
Zaten bu dönem bir haftada koştuğum toplam mesafenin en çok yani haftalık hacmin en yüksek olduğu zaman. Dolayısıyla iyice yorgun düşmüş ve bir sonraki antrenmanı nasıl yapacağımı düşünüyor olurum. Hatta birkaç kez vaktinde toparlanamayacağımdan endişe ettiğimi hatırlıyorum ama bir şekilde bu dönem toparlanma hızınızı da arttırıyor ve bir iki hafta gücünüzü geri kazanmaya yetiyor.
Bazen bu dönemde kendimi çok iyi hissettiğim de olur ve istemeden en iyi sürelerimi koştuğum da olmuştur. İstemeden diyorum çünkü, sanki kumbarada para biriktiriyormuş gibi ben de bu günlerde performans biriktiriyorum ve birikimlerimi yarışa saklamak istiyorum. Beklenmedik harcamalar pahalıya mal olabilir.
Beslenme ve su tüketimini tecrübe etmek için de ideal bir zaman. Koşular yavaş yavaş kısalmaya ama yarış hızına çıkmaya başlar. Beslenmeyi yarış hızında tecrübe etmenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Hatta hedeflediğim yarışta yükseklik kazanımı varsa, benzer bir parkur bulup yarışı yaşamaya çalışırım. Yarışın tümünü değil ama en azından ilk on kilometresini kendi parkurumda koşarım.
Altı hafta pek uzun bir süre değil, hemen geçiyor. Bu dönemde artık hızımı iyileştirmeye değil de hızımı korumaya çalışırım. Hatta yarışa en geç iki hafta kala son uzun koşumu dahi yapmış olurum. Sonrasında antrenmanları kademeli olarak azaltıp güç toplama (Tapering) dönemi başlar.
Bilgilendirme: Bu yazının devamı niteliğinde olan “Yarışa İki Hafta Kala Koşularım Azalır” isimli yazımı da okumanızı tavsiye ederim.
Kaynaklar: Photo by Gustavo Rodrigues from Pexels
‘Yarışa Altı Hafta Kala Aldığım Notlar’ için 2 yanıt