Daha önce sürantrene olduğumdan bahsederken bu durumun sadece fiziksel tarafından bahsetmişim. Aslında bunun bir de psikolojik tarafı var: canım antrenman yapmak istemiyor. Sanırım fiziksel yorgunluğun etkisiyle psikolojik bir durum da oluştu. Psikolojim, fiziksel durumumu; fiziksel durumum da psikolojimi etkiliyor. Anlaşılan bu iki etken arasında bir dengenin kurulması için daha uzun bir zamana ihtiyacım olacak.
12 Gün boyunca hiç koşmayıp, mümkün olduğunca toparlanmaya çalıştım. Aynı zamanda tekrar koşuya çıkmak isteyene kadar beklemeye de karar vermiştim. Bu süre zarfında yorgunluğum geçti. Bazı ufak tefek ağrılarım da bahaneyle kayboldu. Fiziksel olarak kendimi yenilenmiş hissediyordum. Fırsat buldukça koşu yarışlarına ait videolar izleyip koşuya olan isteğimi de tazeledim.
Kendimi iyi hissettiğim bir akşam kırk dakikalık hafif bir koşu yaptım. Koşuda pek zorlanmadım ama nabzım ciddi anlamda yüksek seyrettiği için hızımı da artırmamıştım. Neyseki hiçbir sıkıntı yaşamadan koşuyu tamamladım. Koşuyu tamamlayabilmiş olmak kendime olan güvenimi artırdı ama nabzımın yüksek seyretmesi işlerin normale dönmediğinin de en büyük kanıtıydı.
Yaptığım ilk koşunun ertesi günü tekrar koşmayıp ara ara koşuya çıkmanın daha doğru olacağına karar verdim. Bir sonraki gün hava sıcaklığı mevsim normallerinin üstüne çıktı. Gün içinde sıcaklığın etkisiyle iyice yorgun düştüm. Bu sebeple o akşam yine koşmayıp şansımı bir sonraki sabah denemeye karar verdim. Bu esnada antrenmana çıkma isteyim yine kayboldu.
Sadece birkaç ay önceki kondisyonumla şu anki halimi kıyaslayacak olursam; yüzde seksen gibi korkunç bir kayıp oluştuğunu söylemem mümkün. Geçmişte koşuya ara verdiğim zamanları göz önünde bulundurursam, tekrar eski kondisyonumu kazanmam için iki üç ay gibi bir süreye ihtiyacım olduğunu öngörüyorum.
Aslında aceleci davranmayıp havaların serinlemesini beklemek belki de yapılacak en doğru hareket olacak ama henüz yaz mevsiminin başında sayılırız. Önümüzdeki iki ay boyunca hava buralarda oldukça sıcak olacak. Şayet sıcağa adapte olamazsam önce Sapanca Ultra’dan ve ardından İstanbul Yarı Maratonu’ndan vazgeçmem gerek. Böylesi bir durum kabaca bu yıl hiç yarış koşmama kararı almam demek. Yarışlar ise en büyük motivasyon kaynağım. Motivasyonum olmadan bu durumdan kurtulmam çok daha uzun sürebilir. Endişeliyim.
Bilgilendirme: Yaşadığım sürantrenman durumundan, tamamen toparlanana kadar bahsetmeye devam edeceğim. Bu konuyu elimden geldiğince gözlemleyip, sizlere aktaracağım. Şayet ilginizi çekiyorsa bu konuda yazılmış tüm yazılarımı “Sürantrenman” etiketi altında bulabilirsiniz.
Kaynaklar: Andrea Piacquadio adlı kişinin Pexels‘daki fotoğrafı.