Runtalya Antalya Maratonu 21K 2024

Planım çok farklıydı. Ekim ayından sonra sıkı bir hazırlığa girişmiş ve en iyi süremi yapabilmek için maraton antrenmanlarına başlamıştım. İki ay boyunca her şey yolunda gitti. Aralık ayı sonunda Ankara’da hazırlık yarışı olarak Büyük Atatürk Koşusunda koştum. Bu yarış pek hayal ettiğim gibi olmadı. Mesafeyi kısaltmışlardı ve sağanak yağmur altında beklemek zorunda kalmıştım. Bir ara bu yarışın hikayesini de yazacağım ama şimdilik şartların istediğim gibi gelişmediğini söylemekle yetineceğim. Zira bu olumsuzluklar yarıştan sonra hasta olmama ve en az iki hafta boyunca doğru dürüst koşamamama sebep oldu. Bir koşucunun her zaman sağlam bahaneleri vardır. Olmak zorundadır da. Bu bahaneler bizi bir sonraki yarış için kamçılar. Sonuç itibariyle maraton hazırlığım istediğim gibi gitmediği için ocak ayının sonunda kaydımı yarı maratona geçirdim.

Kaydımı yarı maratona geçirmek zihnimi çok rahatlattı. Ayrıca bedenimin aşırı stres altında çok hırpalanmış olduğunun farkına vardım. Bir yandan hastalığın getirdiği zorlanma diğer yandan maratona hazırlanamıyor olmanın verdiği gerginlik beni çok yıpratmış. Bunu kaydımı yarı maratona geçirdiğim gün anladım. Görünmez ve fark edemediğim bir mengene arasında tüm gün sıkışmış gibi yaşıyormuşum. Maraton koşamayacağım için üzgündüm ama sonunda rahatladığım için de çok mutluydum.

Sonrasında daha rahat antrenman yapabilmeye başladım. Hastalığın etkisinden yavaş yavaş kurtuldum. Hızım çok iyi değildi ama kondisyonumu da tam anlamıyla kaybetmiş sayılmazdım. Şubat ayının sonunda ipin ucunu tekrar tutabilmiştim.

Yarış gününden bir gün önce, Sakarya’dan birkaç koşucu arkadaşımla birlikte Antalya’ya geldik. Öğlen vaktini biraz geçmişken organizasyon alanındaydık. Geçen yıl olduğu gibi kitler Cam Piramit’in bulunduğu parkta dağıtılıyordu. Hatta bu yıl doğrudan Cam Piramit’in içinde dağıtım yapıyorlardı. Daha büyük bir alanda daha rahat bir ortam olacağını düşünüyordum ama yanılmışım. Bunca yıldır burada hiç beklediğimi hatırlamıyorum ama bu yıl sadece numara teslimi için yarım saat kadar beklememiz gerekti. Sonra tekrar sıraya girip anı tişörtümüzü aldık. Bu sefer daha uzun bir süre bekledik. Tek bir sıra ile her şey bir arada halledilebilirdi. O sıradan çıkıp başka sıraya girmek hiç hoşumuza gitmedi. İlk defa böyle bir durum yaşadığımız için mazur gördük. Dilerim önümüzdeki yıllarda tekrar tekrar bu durum yaşanmaz.

Cam Piramit’in bahçesinde her yıl olduğu gibi fuar alanı kurulmuştu. Bu yıl çok daha iyi organize olunmuş ve alan daha iyi düzenlenmişti. Orada vakit geçirmekten hepimiz keyif aldık. Bu arada büyük markaların fuara katılmaları beni çok sevindirdi. Önümüzdeki yıllarda daha fazla markanın (Spor ile ilişkili ya da değil farketmez.) iştirak etmesini temenni ediyorum. Bir otomobil markasının getirdiği son model bir aracın gerçekten çok ilgi gördüğünü söylemeden geçemeyeceğim.

Fuar alanındaki çılgın kalabalığı arkamızda bırakıp otelimize geçtik. Otel, yarışa katılanlarla dolup taşmıştı. Başımızı nereye çevirsek bir tanıdıkla karşılaşıyorduk. Güzel bir ortam vardı. Daha da iyisi otel bu durumun farkındaydı ve kahvaltıyı sabah altıdan itibaren vermeye başlayacağını duyurmuştu. Bunca yıldır ihtiyaç duyduğumuz bu gibi gelişmeler son birkaç yılda yavaş yavaş bizim talebimizin dışında otomatik olur oldu. Eskiden otele kahvaltının erken bir saat verilmesini istemektense aç karnına yarışa gitmeyi yeğlerdik. Otel görevlileri için çok yabancı ve çok anlaşılmaz bir talep gibi geliyordu bu.

Gece çok yormadık kendimizi. Akşam yemeğinde bir kaşarlı pide, bir lahmacun, biraz salata ve bir gazlı içecek vardı. Bunlar dışında bir şey yiyip içmedim. Mümkün olan en erken saatte yattım ve uyumayı tercih ettim.

Sabah saat altıya doğru uyandım ve sonrasında kavaltıya gittim. Kahvaltıda olabildiğince karbonhidrat ağırlıklı beslenmeye çalıştım. Patates kızartması, zeytin, biraz peynir, çay ve beyaz ekmek. Normal bir porsiyon tükettim. Yarışa daha üç saat olduğundan dolayı sindirim problemi yaşamayacağımı biliyordum. Tabii bu durumu daha önce birçok kez test etmiştim. Yeni bir şeyler denemiyordum.

Alışık olduğum üzere her şey yolundaydı. Son bir saat kala karbonhidrat içerikli bir sporcu içeceği tükettim ve bir daha da yarış esnasına kadar bir şey yiyip içmedim.

Başlangı. alanına hafif tempo koşarak gittik. Bir yandan da ısınmış olduk. Alana vardığımızda birkaç artırma yapıp bacaklarımıza hız gösterdik. Başlangıç saatine on dakika kala bir lavabo molası verip hazır hale geldik.

Ardından başlangıç alanında yerlerimizi aldık. Geç kalmış gibiydik. Malesef Runtalya’da da çıkış kapıları uygulanmıyor. Bu sebeple bu organizasyondan bir puan kesiyorum. Başka hiçbir şey için puan kırmadım ve kırmayacağım. Sadece çıkış kapılarının tayin edilmesi bile bilinçli koşuculara çok fayda sağlardı. Bu konu yavaş yavaş olmazsa olmazım haline geliyor. Önümüzdeki yarışlarda bu benim için bir tercih sebebi olabilir.

Yarış tam vaktinde başladı. Hafif eğimli yolda nabzımı yükseltmemeye çalışarak ilerledim. Kalabalığın arasından sıyrılmaya çalışırken çok fazla efor sarfetmemeye de özen gösterdim. Zira çok değil iki kilometre sonra önümüzün açılacağını ve istediğimiz hızda koşabileceğimizi biliyordum.

Yokuş hemen bitti ve geniş bir caddeye yayılarak koşmaya başladık. Bu alanda ben de kendime bir yer bulabildim ve hedeflediğim tempoya çıktım. Yarış buradan sonra daha keyifli ve daha hızlıydı. Yolda beslenme ve su istasyonları muntazaman sıralanmıştı. Bazısında portakal ve enerji jeli dahi bulunuyordu. Yolda iki çeyrek portakal ve her istasyondan da su aldım. Yanımda iki adet enerji jeli getirmiştim ve sadece onları tükettim. Birini 30 dakika sonra diğerini de 60 dakika sonra. Bu beslenme bana yetti. Yarışın başından sonuna kadar bir performans kaybına uğramadım.

İlk yarı son derece dinçtim. Hava serindi. İnsanlar hızla ilerliyordu. İkinci yarıdaysa herkesin gücü yavaş yavaş tükenmeye başladı. Hava ısınıyordu. Hatta yarışın sonunda sıcaklık ciddi anlamda artmıştı. Maraton koşanlardan sonradan öğrendiğim kadarıyla bu saatten sonra birçok kişi zor zamanlar geçirmiş. Yarışı terkeden ve ambulansa taşınan insanlar olmuş.

İkinci yarıda yarışın sonuna odaklandım. Başka bir şey düşünmüyordum. İki yabancı koşucuya denk geldim. Bir süre istemeden beraber koştuktan sonra zaten ne ben onları ne de onlar beni geçebiliyor diye beraber koşmaya devam ettik. Rahatsız oldular mı bilmiyorum. Ben yabancılarla gurup halinde koşmayı problem etmem. Bazı insanlar yanlarında, arkalarında veya önlerinde tanımadıkları birinin koşmasından rahatsız olabiliyor ama söylediğim gibi istesek de birbirimizi geçemediğimiz için mecburen yarışın son yarısını beraber koştuk.

Bu arada haklarını vermeliyim; adamların koşu formu iyiydi ve çok stabil bir hızda koşuyorlardı. Onlara ayak uydurmaktan keyif aldığımı söylemek isterim. Ben yavaşladığımda onlar toparladı, onlar yavaşlar gibi olunca ben toparladım ve sanırım birbirimizi bir süre çekmiş olabiliriz. Kim olduklarını bilmiyorum. Sona doğru 10K koşucularıyla karışınca birbirimizi kaybettik. Çok geçmeden yol yine bize kaldı ama birisi basıp gitmişti. Çok uzaktan önümde gittiğini görebiliyordum. Diğer koşucu görünürde yoktu. Belki de arkamdaydı ama o dakikadan sonra dönüp bakmadım. Yarışın sonuna yaklaşmıştık.

Son iki kilometrede olabildiğince koşu formumu bozmamaya dikkat ederek koşmaya çalıştım. Hızıma veya nabzıma neredeyse hiç bakmadım. Tek düşündüğüm koşu formumu bozmadan bitiş çizgisinden geçmekti.

Son düzlüğe geldiğimde önümde çok fazla insan görünmüyordu. Daha fazla efor sarfetmenin de manası yoktu. Yine de yarışa hakkını vermek lazım diyerek son birkaç yüz metreyi olabildiğince canlı koşup bitirdim.

Bitiren madalyası her yıl olduğu gibi son derece şıktı. Su ve kek gibi ikramlarda bulunuldu. Oradan da sakin bir köşeye geçip arkadaşlarımla buluştum. Sonrasında da hemen otele geçtik.

Sakarya’dan beraber geldiğim gurubumuzda master atletlerimizden Ali Turan da vardı. Yurt içinde ve yurt dışında tanınmış bir atletimizdir. Yıllarını bu spora vermiş ve ilerleyen yaşına rağmen hâlâ iddialı olabilmeyi başaran biridir. Bana ilham veren bir sporcu ve bir numaralı motivasyon kaynağımdır, demeden edemeyeceğim. Bu yarışta da yaş kategorisinde kürsüye çıkmaya hak kazanınca ödül törenine de katıldık.

Ödül töreni fuar alanındaydı. Güzel bir organizasyon ve sunum oldu. Yaş kategorilerine sıra gelmesi biraz uzayınca bazı sporcular malesef iştirak edemediler. Çünkü dönüş planları geç saati kapsayacak şekilde yapılmamıştı muhtemelen. İlerleyen yıllar için bu konuya da dikkat çekmek isterim. Ama genel olarak çok çok iyi bir organizasyondu. Yıllardır katılıyorum ve muhtemelen katılmaya da devam edeceğim. Teşekkürler Runtalya…

Yorum bırakın