Salomon Cappadocia Ultra Medium Trail 63K CMT 2023

Bu yıl daha önceki yıllarda olduğu gibi yarıştan önce yağmur yağmadı. Parkurun zemini kum olan bölümlerinin daha zorlayıcı geçeceğini ve şansımız yaver gitmezse sıcaktan şikayet edeceğimizi tahmin edebiliyordum. Yarışı daha önce de koştuğum için karşılaşacağım zorlukları tahmin etmek zor değildi. Tabii olarak aklıma gelenler başıma da geldi. Önceki yıllardan daha sıcak olmasa da birkaç haftadır çok soğuk havada antrenman yaptığım için sıcağa olan aklimasyonum oldukça zayıflamıştı. Dolayısıyla sıcak beni çok bunalttı. Yarış boyunca tek derdim sıcak oldu diyebilirim. Hatta ilk defa kontrol noktaları arasında suyum tamamen bitti ve susuz kaldım. Hedefim 63K parkurunu sekiz saat gibi bir sürede bitirmekti ama malesef 8:50:00’de bitirebildim. Bu mesafede hemen hemen herşey, her an değişebilirdi tabii. Bu sebeple sonuçtan şikayetçi değilim ama daha iyi yapabileceğimi de hâlâ düşünüyorum. Yarışın başlangıcına dönüp, olup bitenleri en başından anlatmaya çalışacağım.

Cumartesi sabah önceki yıllara göre daha ılık bir sabaha uyandık. Güneş doğar doğmaz havanın ısınacağını kestirmek güç değildi. Bu sebeple sadece tişört ve şort giyip başlangıç alanına doğru hafif tempo koşarak gittim. Bu sayede biraz ısınmış ve kendime gelmiştim. Her zamanki gibi tahmini bitirme sürelerine göre bölümlere ayrılmış çıkış kapılarına doluşuyorduk fakat kapılarda görevli yoktu. Ön kapılar en kalabalık bölümler haline gelmişti. Kendime yer bulmakta zorlandım ama bir şekilde yer bulmuş olduğum için mutluydum.

Yarış büyük bir coşku ve gürültüyle başladı. İlk bölümde çok dik bir yokuş bizi karşılıyordu. Bazı heyecanlı koşucular bu yokuşu depar atarak çıkarken ben sakin başlamayı daha doğru buldum. Daha ilk dakikalarda nabzım gereksizce yükselmişti zaten. Ardından tek kişilik patikalardan araziye giriş yaptık. Bu bölümde zemin çok engebelidir. Gereksiz yere atlayıp zıplamamaya, düz bir şekilde dizlerimi yormadan ilerlemeye özen gösterdim. Çok geçmeden heyecanlı koşucuların arkasında kalmıştık. Sakince ilerlemeyi ve makul bir hız yakalamayı başardım. Bir miktar gerilerde kalmışım gibi hissetsemde uzun bir yarışın bizi beklediğini aklımdan bir an için bile çıkarmadım. Sakinliğimi korumaya ve bacaklarımı yormamaya odaklandım.

Patika, bahçelerin içinden geçip toprak yola bağlandı. Çevremdeki herkes bir miktar hızlanmaya başlayınca kararsız kaldım. Koşulabilir bir bölümde olduğumuz için ben de hızlanmalımıydım karar veremedim. Bu kararsızlığım uzunca bir süre sürdü. Bu esnada birçok koşucunun beni geçmesine aldırış etmedim. İlk kontrol noktasına kadar sakinliğimi korumak bana daha mantıklı geliyordu. Bu düşünceye odaklanmışken geçtiğimiz bir dere yatağında ayağım kumlu zemine battı ve kuma gömülü bir taşa takılarak düştüm. Zemine yeterince odaklanmamıştım ve yarış stratejimi güncellemekle meşguldüm. Bu düşüşü ucuz atlattım. Ama dikkatimi zemine vermem gerektiğini hatırlamama yardımcı oldu. Bu bölümü daha dikkatli bir şekilde geçmeye devam ettim.

Kumlu zeminler önceki yıllarda bu kadar uzun sürmemişti. Dolayısıyla kum beni biraz daha fazla yordu ama yolumuz buradan geçiyordu ve yapabilecek başka bir şey yoktu.

İlk kontrol noktası olan İbrahimpaşa’ya geldiğimde önceki yıllara göre aşağı yukarı aynı süredeydim. Bu iyiye işaretti zira gerçek farkı sona doğru yapmayı planlıyordum. Buradan durmadan geçip yola devam ettim.

Önceki yıllardan farklı olarak ilk defa bu yıl yanımda baton getirmiştim. İbrahimpaşa’dan sonra ciddi bir tırmanış vardır ve baton kullanabileceğim birkaç kilometre önümde uzanıyordu. Kontrol noktasından hemen sonra batonu açtım ve hızlı hızlı tırmanmaya başladım. Baton çok işime yaradı. Bu bölümü hem hızlı tırmandım hem de bacaklarıma daha az yük bindirmiş oldum. Önümüzdeki yıllarda da bu bölümü düşünerek baton taşımayı planlıyorum.

Yaklaşık 4 kilometre sonra batonumu toplayıp kaldırdım. Tekrar batonsuz koşulabilir bir bölüme gelmiştik. İbrahimpaşa’ya iyi bir süreyle geldiğim için hızımı bedenimin belirlemesine izin vermeye devam ettim. Her şey yolunda gidiyordu. Vadilerden geçiyor ve sıcağı henüz hissetmiyordum. Su tüketimim düşüktü, terlemem normaldi ve kendimi iyi hissediyordum.

Bu şekilde hiçbir problem yaşamadan Göreme’ye kadar geldim. Göreme’de yine tuvalet molası vermek zorunda kaldım. Çok ihtiyacım yoktu ama ilerleyen saatlerde ihtiyacım olacakmış gibi hissediyordum. Bu işi rahatlıkla çözebilme şansım varken bu şansımı kullandım ve aklımı meşgul etmesinden kurtuldum.

Uçhisar’a doğru tırmanırken.

Uçhisar’a doğru Güvercinlik Vadisi’nden tırmanırken batonlarımı tekrar açtım. Sadece 2 kilometre kadar işe yaradı ama arnavut kaldırımı taşlı yol baton kullanımını çok zorlaştırmıştı. Yine de tekrar koştuğumda bu bölümde de baton kullanmayı düşünüyorum.

Kontrol noktasında soda içip sularımı doldurdum. Soda içerken elektrolit aldığımı düşünüyordum ki bir anda aklım başımdan gitti. 27. kilometreye kadar hiç tuz hapı kullanmamamıştım. O dakikaya kadar yarımşar saat arayla bir enerji jeli bir mixmey (meyve pestili) tüketmiştim ama planım saatte 2 adet tuz hapı da kullanmaktı. Bir şekilde bunu unutmuştum.

Buraya 3 saatte gelmiştim. Bu sebeple 6 adet tuz hapını hemen alıp açığı kapatacağını umarak yola devam ettim. Uçhisar’dan inerken bacaklarım sızlamaya başladı. Biliyordum ki psikolojik bir etki başgöstermişti. Ve yine eski tecrübelerimden biliyorum ki buradan inerken quadlar harap olur. Daha yavaş ilerlemeye çalışsamda bacaklarımın sızlaması dinmedi ve giderek arttı.

Göreme kontrol noktasına ilerlerken güneşin yakıcı yüzüyle başbaşaydım. Aldığım tuz haplarının yeterli gelmesini umuyor ve sıcaktan etkilenmemek için sürekli su içiyordum. Panikle yapılmış bir hareketti. Belki aceleci davramayıp olağan seyrinde su tüketimine devam etseydim daha iyi olabilirdi ama bunu bilemiyorum. O an için en doğru karar eksikleri bir an önce yerine koymaya çalışmak gibi geldi bana.

Göreme kontrol noktası kalabalıktı. Hızlı başlayan koşucular burada uzun süre dinlenmek zorunda kalmış gibi görünüyordu. Takım yarışlarına katılanlar da kalabalığı ikiye çıkarmıştı. Burada bir enerji içeceği içip yola devam ettim. Kendi beslenmemi taşıyordum ve sıvı karbonhidrat tüketmek mantıklı gelmişti. Ayrıca biraz keyfimi de yerine getirdi doğrusu.

Sonrasında tozlu dumanlı bir çöl atmosferinde yola devam ettik. Zaman zaman yakınımızdan geçen atv’lerden kalkan tozla nefes alamaz hale geldik ama bir şekilde bir başka vadiye ulaşmayı başardık. Buradan sonra biraz serinledim. Sık bitki örtüsü ve vadi sıcaklığın etkisini azalttı. Fakat ben hızımı ciddi anlamda kaybetmiştim. Hedefimi güncelleyerek Çavuşin kontrol noktasına kadar sağ salim ulaşmaya çalışmaya ve orada gerekirse dinlenerek yola devam etmeye karar verdim. Şayet iyi hissedersem hızlanacak ve yarışı en iyi şekilde bitirecektim. Şayet iyi hissetmezsem süre hedefimden vazgeçip yarışı bitirmeye odaklanacaktım.

Akıllıca verdiğim bir kararmış. Zira yarış giderek daha da zorlayıcı bir hâl aldı. Sıcak etkisini artırdı. Yanımdaki enerji jellerini tüketemez oldum. Canım istemiyordu. Sadece meyve barlarını tüketebildim. Vücudum sürekli su istiyordu. Topluca tükettiğim tuz haplarının etkisi olsa gerek suya doyamıyordum. Sonunda kontrol noktasına birkaç kilometre kala suyumun tamamına yakınını bitirdim. Sonrasında sadece dudaklarımı ıslatacak kadar su kullandım.

Dudaklarım çatlamaya başlarken Çavuşin’e girdim. Orada beni annem ve bizim taallukat karşıladı. İlk kez bir yarışa ailecek gelmiştik. Onların beni burada karşılaması hoşuma gitti ve pozitif etki yarattı tabii. Ben de buraya gelene kadar oldukça toparlamıştım. Birkaç dakika burada kalıp anneme yarışın gidişatı hakkında kısa bir brifing verdikten sonra yola devam ettim.

Yanımda baton getirme sebebim Akdağ’a batonlarımla saldırdım. Tırmanış daha keyifli ve daha kolay geliyordu. İşe yaradı. İşe yaradı ama şu dağa ne zaman tırmansam bacaklarım yorgun düşmeye devam ediyor. Yine dağda doğru düzgün koşamadım. Büyük bir bölümünü yürüyerek tamamlamak zorunda kaldım. Hatta yolda iki tuz hapı yutabilmek için bir taşa oturmak zorunda bile kaldım. Sıcak iyice bezdirmişti ve rüzgar estikçe enerjimi alıp götürüyordu. Suyum vardı ama canım su içmek istemiyordu. Biraz karışık bir hal almıştım. Akdağ kontrol noktasında yiyip içecek bir şeyler bulabilirim diye bir an önce kontrol noktasına ulaşmaya çalıştım.

Kontrol noktasına koşarak gelebildim. Buraya kadarki son birkaç kilometre yokuş aşağı olduğundan dolayı koşmak zor gelmemişti. Bir şeyler yedim ve bir enerji içeceği daha içtim. Su dışında bir şeyler içmek iyi hissettirmişti. Keyfim de enerjimde yerine gelmişti. Artık koşabiliyordum da.

Bitişe kadar yaklaşık 8 kilometrelik bir yol kalmıştı. Artık yiyip içmeyi aklımdan çıkarmıştım. Belki birkaç yudum su içmiş olabilirim ama hatırlamıyorum. Kalan tüm dikkatimi enerjimi efektif kullanmaya vermiştim. Önümdeki tırmanışı hangi hızda geçeceğimi, yürüyecek miyim koşacak mıyım gibi şeyleri düşünüyordum. Sonunda bu şekilde geçen saatlerin ardından bitiş çizgisine 8 saat 50 dakikada ulaştım. Yarışı bitirdiğimde çok iyi durumdaydım ama daha fazla koşamazdım. Vücudum sadece yürümek istiyordu.

Yemek bölümünde iki ayran içip bir haşlanmış patates yedim. Oradan da akşama kadar yatıp dinleneceğim otele doğru yürüdüm…

En çok vakti Akdağ’da yürüyerek kaybetmişim. Yürümem kaçınılmazdı. Koşmak hem daha zor geliyordu hem de daha yavaş ilerlememe sebep oluyordu. Bu bölüme daha çok odaklanmam ve daha iyi hazırlanmam gerekiyor. Beslenmemi iyi planlamış olduğumu düşünüyorum ama en azından her iki kontrol noktasından birinde katı veya farklı gıdalar da tüketmeliydim. Belki de yarı yolda sıvı elektrolit içmek ve yola o şekilde devam etmek daha mantıklı olabilir. Daha önce bunu yapmıştım ve iyi geldiğini görmüştüm. Yanımda farklı yiyecekler hatta farklı içecekler de bulundurabilir miyim düşünmem lazım. Elimdeki beslenme planı işlemezse yedek bir planım olmalı. Bu yarışta yedek beslenme planım yoktu. Zira bu yaz Sapanca‘da ve Abant‘ta 60K koşmuş ve bu beslenme planını uygulamıştım, hiç bir problem yaşamamıştım. Ama beslenme planım sekteye uğradığında tüm dengem altüst oldu. Bundan sonraki hedefim daha efektif ve alternatif seçenekleri olan bir beslenme planı yapmak.

Salomon Cappadocia Ultra Medium Trail 63K CMT 2023’ için 2 yanıt

  1. Sedat Bey
    Elinize ve ayaklarınıza sağlık. Son derece açıklayıcı ve doyurucu bilgiler için teşekkür ederim.

    Beğen

    1. Çok teşekkür ederim Mehmet bey. Umarım koşularınızı daha keyifli hale getirebilecek birkaç husus paylaşabilmişimdir. Yarışlarınızda başarılar dilerim.

      Beğen

Yorum bırakın